İsrail, Gazze’nin kuzeyindeki Gazze Şehri’nde Hamas’a karşı saldırısını sürdürürken bölgedeki hastaneler ve sağlık tesisleri son günlerde yoğun çatışmalara maruz kaldı.
Dikkatler binlerce kişinin mahsur kaldığı Şifa Hastanesi’nde. Ancak bölgedeki diğer hastane ve sağlık tesislerinde çalışanlar, çatışmalar nedeniyle enerji ve tıbbi malzeme eksiklikleri yaşandığını belirtiyor.
İsrail, hastaneleri doğrudan hedef almadığını ancak Şifa ve diğer tesisler çevresinde “çatışmalar” yaşandığını söylüyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 7 Ekim’den bu yana 22’si hastane olmak üzere 36 sağlık tesisinin hasar gördüğünü ve şu anda yalnızca birkaç tanesinin faaliyette olduğunu belirtiyor.
Gazze’nin kuzeyindeki sağlık tesisleri hakkında ne biliyoruz?
Şifa Hastanesi, Gazze Şehri
DSÖ, Pazar günü yaptığı açıklamada, 700 yataklı, bölgenin en büyük hastanesi olan Şifa’nın devre dışı kaldığını ve içerideki durumun “korkunç ve tehlikeli” olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre hastane çevresindeki sokaklarda Hamas ile İsrail güçleri devamlı çatışıyor, kritik altyapı tesisleri hasar görüyor.
İsrail, Hamas üyelerinin hastanenin altına inşa edilen tünellerin içinde olduğunu ve buradan faaliyet gösterdiğini iddia ediyor. Hamas bunu reddediyor.
İsrail yetkilileri geçtiğimiz günlerde tünel ağının üç boyutlu bir reprodüksiyonunun yanı sıra Hamas üyelerinin sesleri olduğu iddia edilen birtakım ses kayıtları paylaştı. Kayıtlarda Hamas üyelerinin bu tünelleri tartıştığı aktarıldı.
Öte yandan BBC’nin Gazze muhabiri Rushdi Abualouf, hastanenin içinde bugüne kadar askeri faaliyet olduğuna yönelik bir işaret görmediğini, ancak İsrail ve Hamas’ın iddialarını doğrulamanın zor olduğunu belirtti.
Hastane personeli yaralanma veya ölüm riski olmadan binadan ayrılmanın imkansız olduğunu söylüyor.
DSÖ Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda, “sürekli devam eden silah sesleri ve bombalamaların zaten kritik olan koşulları daha da kötüleştirdiğini” söyledi.
Hastane içinden gelen bilgiye göre gıda kıtlığının yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yakıt da yok. Birkaç kritik üniteye elektrik sağlamak için güneş enerjisi kullanılıyor.
Bölgede iletişim hatlarında da kesintiler yaşanıyor. Sınır Tanımayan Doktorlar adlı yardım kuruluşu hafta sonunda Gazze’deki üyeleriyle iletişim kuramadığını bildirdi.
BBC’nin hastane çalışanlarıyla temasa geçme girişimleri de çoğu zaman başarısız oldu.
Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre hastanede halen en az 2 bin 300 kişi bulunuyor. Bunların yaklaşık 650’si yaralılar ve hastalar, 200 ila 500’ü personel ve yaklaşık 1500’ü binada sığınanlardan oluşuyor.
Hastanenin ameliyathanesinde ise bu sayılara dahil olan yeni doğan bebekler tutuluyor.
Hastane çalışanları şimdiye kadar 39 bebekten üçünün kuvöz eksikliği nedeniyle öldüğünü duyurdu. Doktorlara göre hayatta kalan bebeklerin hayati riski devam ediyor.
İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, Cumartesi günü yaptığı bir açıklamada İsrail’in bebeklerin daha güvenli bir hastaneye nakledilmesine yardım edeceğini söylemişti.
Fakat bebekler henüz hastaneden taşınmadı.
BBC’ye konuşan hastane personeli bebekleri güvenli bir şekilde taşımanın gelişmiş ekipmanlar gerektirdiğini ve Gazze’de “daha güvenli bir hastane” bulunmadığını belirtiyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kıdemli danışmanlarından Mark Regev, bebeklerin taşınması için Hamas’a 300 litre yakıt teklif edildiğini ancak bu teklifin Hamas tarafından reddedildiğini söyledi.
Bu yakıtın yeterli olacağını ve daha fazlasının da sağlanabileceğini söyleyen Regev, “Hamas bebekleri kurtarmak için gereken yakıt eksikliğine yönelik çözümleri kabul etmek istemedi. Biz yakıt sağladık ve onlar (Hamas) bunu almayı reddetti” diye konuştu.
Cumartesi günü İsrail ordusundan Albay Moshe Tetro, hastane yakınlarında çatışmalar olduğunu ancak hastaneye ateş edilmediğini ve binanın kuşatılmadığını söyledi.
Tüm bu sorunlara ek olarak hastanede hijyen eksikliğinden ve cesetlerin çürümesinden kaynaklanan artan hastalık riski olduğu aktarılıyor.
BBC’ye konuşan cerrah Marwan Abu Saada, cesetleri defnetme girişimlerinin etraftaki çatışmalar nedeniyle engellendiğini, morg soğutmasının ise elektrik kıtlığından dolayı çalışmadığını söyledi.
Saada, hastane avlusunda 100 ceset bulunduğunu belirtti.
Ehli Hastanesi
DSÖ Başkanı Dr. Tedros 10 Kasım’da yaptığı açıklamada Gazze Şeridi’nde halen faaliyet gösteren hastanelerin “kapasitelerinin çok ötesinde çalıştığını” söyledi.
BBC’ye konuşan Gazze’nin kuzeyindeki Ehli Hastanesi’nde çalışan Dr. Ghassan Abu Sittah, hastanenin şu anda Gazze Şehri’ndeki tüm yaralıları aldığını ancak bununla başa çıkacak kaynaklara sahip olmadığını belirtti.
Sittah, ambulansların her 10 dakikada bir yaralıları getirdiğini, ancak İsrail tanklarıyla çevrili olduğunu söylediği kan bankasına hastane personelinin erişiminin olmadığını söyledi.
Sittah, “Röntgen teknisyenimiz yok ve ilaç sıkıntısı öyle bir noktaya geldi ki, büyük yaraları temiz tutmak için analjezi veya anestezi olmadan son derece acı verici işlemler yapmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Ameliyathanelerin sadece hayati ameliyatlar için kullanıldığını söyleyen Sittah, “herkesi tedavi edecek miktarda kaynak olmadığını” da belirtti.
Kudüs Hastanesi
Filistin Kızılayı’na göre Gazze Şeridi’nin Şifa’dan sonra ikinci büyük hastanesi olan Kudüs Hastanesi faaliyetlerini tamamen durdurmak zorunda kaldı.
Cumartesi günü yapılan açıklamada Filistin Kızılay’ı ekiplerinin 500 hasta ve hastanede barınan çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 14 bin kişiyle içeride mahsur kaldığını söylemişti.
Pazar günü yapılan açıklamada ise hastanenin “mevcut yakıtın tükenmesi ve elektrik kesintisi nedeniyle artık hizmet dışı olduğu” belirtildi.
Kızılay, hastanenin “devam eden İsrail bombardımanı nedeniyle kendi başının çaresine bakmak zorunda bırakıldığını ve bu durumun sağlık personeli, hastalar ve yerinden edilmiş siviller için ciddi riskler oluşturduğunu” söyledi.
Gazze’nin güneyindeki Han Yunus bölgesinden Kudüs hastanesine giden bir tahliye konvoyunun, “acımasız bir bombardımanın” ardından geri dönmek zorunda kaldığı belirtilen açıklamada hastanede mahsur kalanların yiyecek, su ve elektrikten mahrum olduğu aktarıldı.
Sınır Tanımayan Doktorlar, Cumartesi günü ailesiyle birlikte Kudüs’te çalışan ve orada barınan bir cerrahla bağlantısının kesildiğini söyledi.
Reuters ‘a konuşan bir Kızılay sözcüsü, yaklaşık bir haftadır hastaneye “giriş ve çıkış” olmadığını ve çevredeki bölgenin sürekli saldırı altında olduğunu söyledi.
Rantisi ve Nasr, Gazze Şehri’nin kuzeyi
Gazze şehrinin kuzeyindeki Rantisi Çocuk Hastanesi ve yakınındaki Nasr hastanesi, çok az sayıda hasta ve personel dışında Cuma günü tahliye edildi.
Rantisi, Gazze’nin tek pediatrik kanser biriminin bulunduğu hastane.
İsrail ordusu, Rantisi’den bir yetkili ile üst düzey bir subay arasında, hastanedeki yaralıların tahliyesi için ambulans sağlanmasına yönelik düzenlemeleri tartıştıklarını iddia ettiği bir telefon konuşmasının ayrıntılarını açıkladı.
Konuşmada hastane çalışanı, iki hastanede barınan yüzlerce sivilin durumunu sorduğunda İsrail ordusu yetkilisi saat 11.20’de ana girişten ayrılmalarını söylüyor ve Gazze’den ayrılmak için hangi sokakları kullanmaları gerektiğini detaylı bir şekilde anlatıyor.
İsrail yetkilisi, konuşma sırasında iki kez sivillerin çatışmalara dahil olmadıklarını belirtmek için beyaz bir şeyler taşımalarını söylüyor.
Hastane yetkilisi, “Hepsi elleri havada dışarı çıkacak” diyor. Ordu yetkilisi ise “Mükemmel” yanıtını veriyor.
BBC tarafından doğrulanan bir videoda, Cuma günü Nasr’den ayrılmaya çalışırken beyaz bayrak sallayan kişilerin silahla hedef alındığı görülüyor.
Silah seslerinin nereden geldiği veya kimin ateş ettiği henüz belirlenemedi.
New York Times’a konuşan Rantisi Hastanesi Başkanı Dr. Bakr Gaoud, İsrail ordusunun geçen hafta bölgeye vardığını ve güvenli bir çıkış yolu gösteren haritalar sağladığını söyledi.
İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari ise Pazartesi akşamı gazetecilere Rantisi’deki Hamas altyapısının kanıtı olduğunu iddia ettiği bazı videolar gösterdi.
Videolarda patlayıcılar, intihar yelekleri ve 7 Ekim saldırılarında kullanıldığı öne sürülen ve bir bodrum katında saklanan motosiklet görülüyor.
Hagari, hem okulun hem de hastanenin yanındaki bir tünele giriş olduğunu iddia ettiği, yanında merdiven bulunan derin bir kuyunun da videosunu gösterdi ve bunun “terör tüneli” olduğunu söyledi.
Sweidi (İsveç) kliniği, Şati mülteci kampı
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Pazar gecesi yaptığı duyuruda İsveç kliniğinin Cumartesi günü düzenlenen bir hava saldırısında “vurulduğunu ve yok edildiğini” söyledi.
Klinikte yaklaşık 500 kişinin barındığı ve ölü sayısının “belirsiz” olduğu belirtildi.
Bu sabah BBC Gazze muhabiri Rushdi Abualouf, bölgede bulunan 65 yaşındaki Meryem El Arabeed adlı bir kadınla konuştu.
Meryem, İsrail askerlerinin Pazar gecesi sağlık tesisine girip herkesi dışarı çıkardığını, daha sonra “İsrail buldozerinin binayı tamamen yıkmasını” izlediğini söyledi.
Meryem, “Üç oğlumun da aralarında bulunduğu genç erkekleri dışarı çıkardılar, kadın ve çocukları ayırdılar” dedi, oğullarının ve akrabalarının nerede olduğunu bilmediğini belirtti.
İsrail ordusu bu iddiaları incelediğini paylaştı.