İSTANBUL – Türkiye İşçi Partisi, (TİP) 1965 yılından sonra ilk defa bir seçimde 940 bin oy aldı ve yüzde 1.80’lik orana ulaşabildi. Sol, sosyalist ve demokrat çevrede TİP’in potansiyeline ilişkin çeşitli tartışmalar yürütülmeye devam ediyor. TİP’in 31 Mart 2024 yerel seçimleri için gösterdiği adaylar da tartışma konusu oluyor. Özellikle Hatay’daki adaylık ve süreçleriyle ilgili TİP, Türkiye sosyalist hareketinin kendi mahallelerinden dışarı çıkması gerektiğini ve amaçlarının da bu olduğunu belirtiyor.
Sol-sosyalist belediyecilik neden bir alternatif olarak yaygınlaşamıyor, sol, sosyalist örgütler yerel seçim öncesi tartışmalarda neden anlaşamadı, farklılıklar neydi? Bu sorulara yanıt bulmak için başladığımız yazı dizisinin ilk dört bölümünde Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek, ve Sol Parti Sözcüsü Önder İşleyen ile konuştuk. Bugün ise TİP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Yunus Başaran görüşlerini anlatacak.
Son yıllarda Türkiye’de yoksulluk giderek artıyor. Seçimlerin de propaganda başlıklarından biri yoksulluk oluyor. Daha mütevazı vaatler duyuyoruz. Yerel seçimler kamu kaynaklarının halk için kullanılması için sol açısından bir fırsat. AK Parti ve CHP dışında alternatif, toplumcu bir belediyecilik günün siyasal dengeleri bağlamında mümkün mü?
Elbette mümkün hatta ciddi bir ihtiyaç ve gereklilik. Gerçek anlamda sosyal belediyeciliği hayata geçirmek ekonomik kriz nedeniyle nefes alamayan geniş halk kitleleri için oldukça hayati bir durum arz ediyor. Rantın kol gezdiği belediyeler insan odaklı çalışmaya başlarsa yerelden genele ciddi bir toplumsal dönüşümün önünü açmak da mümkün olacaktır.
‘PROGRAMLARIN DEĞİL İSİMLERİN ÖNE ÇIKTIĞI SİYASAL İKLİM’
Sol, bazı kentlerde ittifaklarla belediyeleri kazanma potansiyeli taşıyor. Ancak, solun da birden fazla aday çıkararak birlikten uzak bir görüntü verdiğini izliyoruz. Uzlaşamamanın sebepleri neler?
Birlik olmak elbette önemli, ancak yerel seçimlerde her il hatta ilçe için farklı dinamikler ortaya çıkabiliyor. Programların değil, isimlerin öne çıktığı siyasal iklimde bariyerleri ortadan kaldırmak da zorlaşıyor. Ancak buna rağmen çeşitli yerelliklerde ittifaklar kuruldu bunu da değerli buluyoruz.
‘TİP’İN DAYATMASI DEĞİL ÇOK SAYIDA ÖZNENİN TALEBİ’
Hataylıların soldan hiç de azımsanmayacak bir beklentisi vardı. Görünen o ki Hatay’da birlik sağlanamadı, TİP kendi adayını ilan etti. ‘Aday dayatma’ argümanları konuşuluyor. Sol Hatay’da neden anlaşamadı?
Hatay Samandağ’da ittifak adayımız Emrah Karaçay çok önemli bir çalışma yürütüyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi konusu ise TİP’in dayatması değil aksine yerelde bulunan çok sayıda öznenin ve halkın talebiyle hayata geçirildi.
‘GÖKHAN ZAN YEREL DİNAMİKLERLE YAPILAN GÖRÜŞMELERLE ORTAYA ÇIKTI’
Ancak çeşitli sosyalist örgütler, özellikle Hatay’la ilgili TİP’i eleştiriyor. Aynı zamanda Gökhan Zan’ın adaylığı nedeniyle bir grup TİP’linin istifa ettiği kamuoyuna yansıdı. Gökhan Zan, örgütün ortak eğilimi değil miydi?
Gökhan Zan’ın adaylığı TİP’in dışında yerel dinamiklerle yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Gökhan Zan halen derin acılar yaşayan Hatay halkının deprem ittifakı adayıdır. Türkiye sosyalist hareketi kendi mahallesindeki küçük dükkânlarından çıkmalı ve toplumsal bir güç haline gelmelidir. Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluş felsefesi ve bu zamana kadar ortaya koyduğu pratik budur.
‘HALKIN KATILIMINI SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ’
Sol daha önce de belediyeler kazandı. Ancak birbirinden öğrenen ve yayılan bir örnek ne yazık ki pek yok. Nasıl bir yerel yönetim perspektifi ortaya koyuyorsunuz?
Hep söylenen ama hayata geçirme konusunda sıkıntı yaşanan karar alma mekanizmalarında doğrudan halkın katılımını sağlamak zorundayız. Belediye bir mahalleye yapacağı hizmeti mahalle sakinleriyle paylaşmalı, görüşlerini almalı. Belediyelerde çok ciddi bir israf söz konusu, önce planlı ekonomiyle bu duruma son vereceğiz. Sonrasında üretim kooperatifleri, çalışanlar, gençler, kadınlar, emekliler, engelliler için bilim kurulumuzun hazırladığı ve buraya sığmayacak derinlikte yerel yönetimler programımız hazır.
‘PARA DEĞİL İNSAN MERKEZLİ POLİTİKA’
Nedir o program? TİP’in yerel yönetim programında daha önce olmayan ya da denenmemiş neler var?
Yerel yönetim programımızda dijital demokrasiden, üretime, kadınlar, gençler, emekliler, dezavantajlı gruplar, sokak hayvanlarına kadar çok geniş bir planlama var. Özetle mevcut belediyecilik anlayışında sürekli denenen ranta karşı halkın çıkarları, para değil insan merkezli politikalar var.
‘SOSYALİSTLER BAŞARILI ÇIKARSA AKP GERİLEYECEK’
Rejimle mücadelede yerinden yönetimi TİP nereye koyuyor?
En yalın haliyle hayati bir yere koyuyor. Yerel yönetimler halka anlattığımız yaşamı somutlamak açısından çok önemli bir pratik imkânı. Sosyalistler yerel seçimlerden başarılı çıkarsa AKP’nin gerileme ve çöküş süreci hızlanacaktır. Unutmayalım ki siyasal İslam iktidar yerel yönetimler üzerinden almayı başardı.
İstanbul için bir adaylık söz konusu mu? Değilse, Ekrem İmamoğlu’nu mu destekleyeceksiniz?
Bahsettiğiniz yerler ve diğer başka kentler için süreç devam ediyor. Son kararı parti meclisimiz verecek.
‘İTTİFAKLARDA FİKİR AYRILIKLARI YAŞANMASI NORMALDİR’
Emek Özgürlük İttifakı, üçüncü yol seçeneği için yola çıkmıştı ancak seçimlerle sınırlı kalan bir birliktelik çerçevesi çizdi. Fikir ayrılıkları mı yaşandı, ittifakın bugün yekpare olduğunu neden söyleyemiyoruz?
İttifaklarda fikir ayrılıkları yaşanması normaldir, önemli olan mücadele ve “kader” ortaklığını kaybetmemek. Yerel seçimlerin özgün koşulları gereği kimi yerellerde ittifak sağlanabiliyor. Bazı yerellerde ise bu durum mümkün olmuyor. Dediğim gibi seçimler geçici eşit, özgür, kardeşçe bir ülkede yaşama mücadelesi ve ittifakı bakidir.
YARIN: DEM PARTİ YEREL YÖNETİMLERDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ